Makale İçeriği
Bu araştırma 19-21 Nisan 2010 tarihlerindeki 1. Uluslararası Çocuk ve Spor Kongresinde bildiri olarak sunulmuştur.
Ferudun DORAK1, Murat ÖZŞAKER2
1Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Bornova, İzmir
2Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Aydın
Anahtar Sözcükler: Ergen, spor, aile, sosyo-demografik yapı
Bu çalışmada düzenli olarak spor yapan ve yapmayan ergenlerin sosyo-demografik yapılarının incelenmesi amaçlandı. Araştırmaya yaşları 12-14 arasında değişen (13.2 ± 0.8 yıl) toplam 941 ergen katıldı. Ergenlerin 290’ı haftanın en az dört günü antreman yapan kulüp sporcularıydı. Kalan 651 ergen ise herhangi bir sportif aktiviteye katılmıyordu. Sosyo-demografik yapıları belirlemede veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ile yirmi sorudan oluşan anket formu kullanıldı. Verilerin analizi SPSS v15.0 programında yapıldı ve “ki-kare” testi kullanıldı. Elde edilen bulgularda spor yapan ergenler ile spor yapmayan ergenler arasında anne ve baba eğitim ve mesleği, aile gelir durumları açısından anlamlı farklılıklar (p<0.05) gözlendi. Spor yapan bireylerde anne ve baba eğitim durumları ile aile gelir düzeyleri spor yapmayanlardan daha yüksekti.
Bu araştırma 19-21 Nisan 2010 tarihlerindeki 1. Uluslararası Çocuk ve Spor Kongresinde bildiri olarak sunulmuştur.
Günümüzde bireylerin sosyo-ekonomik ve sosyo-demografik yapıları yaşam tarzlarını büyük ölçüde etkilemekte ve toplum içindeki statülerini belirlemektedir. Bireyler bu unsurlar doğrultusunda yaşamlarına yön vermektedir. Bu durum gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin şekilde gözlenir. Çünkü bu ülkelerde belli bir toplumsal yaşam standardı oluşmamıştır. Bu nedenle, sosyo-ekonomik yönden refah içindeki bireyler toplumun genelinden daha üst seviyede bir yaşam standardına sahiptir.
Sosyo-ekonomik ve kültürel düzey, gerek farklı cinslerde, gerekse hemcinsler arasında değişik sporlara katılımı etkilemekte; sosyal tabakalaşma nedeni olmaktadır. Nitekim; özgül sınıflar gereksinme, norm, davranış modelleri ve olanaklardan ortaya çıkmaktadır. Spor farklı toplum üyeleri üzerinde farklı çekim gücü uyandırır. Toplumumuzda değişik sosyal sınıflardan insanların spora katıldığı ve genelde de sosyo-ekonomik yönden orta tabakadaki bireylerin spor yaptığı belirtilmektedir.
Spor, çağımızın modern toplumlarında kültür ve refah düzeylerinin bir göstergesi olarak anlam kazanan ve sosyal hayatın tüm yönlerini etkileyen önemli bir sosyal olgudur. Farklı bir boyutuyla spor, barışçı bir toplumun yaratılmasında en önemli rollerden birini oynar. Milli düzeyde birleştirici, birlik beraberliği sağlayıcı; sosyal ve toplumsal rollerinin yanında, milletlerarası düzeyde ülkeleri birbirine yaklaştırıcı ve barışı sağlayıcı roller üstlenir (1).
Çağımız toplumsal bilimlerinden spor toplumbilimi inceleme ve araştırmalarında en çok kullanılan ve aynı zamanda tartışma konusu olan kavramlardan biri de “Sosyo Ekonomik Yapı” kavramıdır (2). Sosyo-ekonomik yapının kişileri her yönüyle kuşatan özellikler göstermesi nedeniyle sporun yaygınlaşmasına önemli katkıları vardır. Bu anlamda sosyo-ekonomik yapı olarak düşünülebilecek, kişilerin doğup büyüdüğü çevre, insan tarafından işlenmiş ve değerlendirilmiş olan fiziki çevre, klimatolojik yapı ve ekonomik koşullar sportif faaliyetin hangi branşta yoğunlaşacağına ışık tutmaktadır.
Spor bireylerin organik ve psikolojik sağlığını geliştiren ve sosyal davranışlarını düzenleyen bir olgudur. Çağımızda sosyo-ekonomik yapı, kişilerin yaşam tarzını etkilemede ve toplum içerisinde sosyal statü belirlemede önemli rol oynamaktadır. Farklı zevklerden ve kültürlerden hoşlanan gruplar oluşmaktadır. Bu da sosyo-ekonomik olanaklar doğrultusunda gerçekleşmektedir (5).
İnsanın psiko-somatik ve sosyal bir varlık olması, çevresiyle sürekli ilişki kurmasını gerektirmektedir. İçinde bulundukları, ait oldukları çevre ve şartları ise insanları farklı şekillerde etkilemektedir. Aile, arkadaşlar, okul, iş ortamları insanın yaşamı boyunca en çok içinde bulunduğu ortamlardır. Bu ortamların insanların yaşam tarzlarını ve tercihlerini etkilediği, karar verme süreçlerinde önemli roller oynadığı çok açıktır. Ailelerin eğitim düzeylerinin çocukların spora yönelmelerindeki etkisi konusunda yapılan bir araştırmada, eğitim düzeyinin spora yönlendirmede önemli rol oynadığı belirtilmektedir (7).
İnsan ancak sağlıklı olduğunda verimli ve yararlı olarak kendinden beklenilenlerin en iyisini verebilir. Beden eğitimi ve spor aktiviteleri bireyin bir bütün olarak geliştirilmesini; yani bedenen, ruhen ve sosyal olarak gelişmesini sağladığından, insan sağlığına ve verimliliğine hizmet etmektedir. Bireyin beden eğitimi ve spor aktivitelerinden yararlanabilme durumu ise her toplumda kişiden kişiye ve gruptan gruba farklılık göstermektedir. Kişiler arasındaki bu farklılık sosyo-ekonomik yapılarındaki farklılıklardan ileri gelmektedir. Çünkü sosyo-ekonomik yapıdaki farklılıklar kişilerin doğumdan itibaren içinde bulundukları çevreleri ve o çevrenin ekonomik koşullarını içine almaktadır.
Araştırmaya yaş aralıkları 12-14 arasında değişen ve ortalama yaşları (13.2 ± 0.8) olan toplam 941 ergen katıldı. Bunlardan 290 ergen kulüp sporcusu ve haftanın en az dört günü düzenli antreman yapan ergenler idi. Kalan 651 ergen ise herhangi bir sportif aktiviteye katılmayan bireylerden oluşmaktaydı. Ergenlerin sosyo-demografik yapılarını belirlemek için veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ile 20 sorudan oluşan anket formu kullanıldı. Verilerin analizi SPSS v15.0 programında yapıldı ve “ki-kare„ testi kullanıldı. Anlamlılık değeri p<0.05 olarak kabul edildi.
Ergenlerin spor yapıp yapmama durumuna göre sosyo-demografik özellikleri tüm grup için Tablo 1’de; cinsiyete göre Tablo 2’de verilmektedir.
Bulgulara göre; spor yapan ve yapmayanlar arasında baba mesleği ve okula nasıl gittikleri açısından anlamlı (p<0.05) farklılıklar gözlendi. Spor yapan öğrencilerin babaları daha çok serbest meslek sahibi veya emekli/çalışmayan, daha az oranda memur idi. Spor yapmayan öğrenciler okula giderken daha çok servis kullanıyordu. Anlamlı düzeyde olmamakla birlikte (p>0.05), spor yapan ergenlerin annelerinin eğitim durumu daha yüksek; ailelerinin gelir durumları yapmayanlara göre daha iyi idi.
Analiz ergenlerin cinsiyetlerine göre yapıldığında, baba mesleğinin özellikle ergen kızlar için ayırıcı özelliği gözlenirken; annenin mesleğinin ve eğitim düzeyinin de özellikle ergen kızların spora yönelmelerinde etkili olduğu ortaya kondu. Gelir düzeyi iyiliğinin özellikle ergen erkeklerin spor yapma durumunu olumlu etkilediği belirlendi.
Bu araştırma ile İzmir ili merkezinde spor yapan ve yapmayan 12-14 yaş ergenlerin sosyo-demografik yapıları araştırıldı. Araştırmaya katılan spor yapan ve yapmayan ergenlerin spor yapma-demografik profil ilişkisinin kaynağı analiz edildi ve spor yapıp yapmama durumunun hangi nedenlere bağlı olduğu saptanmaya çalışıldı. Veriler ergenlerin sosyo-ekonomik durumlarının yaşam şekil ve standartlarını önemli ölçüde etkilediğini, yaşamlarını olanaklarına koşut sürdürmeye çalıştıklarını ve ayrıca bu sosyo-ekonomik durumlarına göre sportif etkinliklere farklı çekim gücü gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Çalışma sonucunda sahip olunan sosyo-demografik yapının, spora katılım düzeylerini etkilediği sonucuna varıldı.
Benzer bir araştırmada Sallis ve ark. (4) Kaliforniya San Diego’da 1871 lise öğrencisinin fiziksel aktivite, sosyo-ekonomik statü, etnik ve cinsiyet farklılıklarını incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, erkek öğrencilerin okul takımlarında, beden eğitimi dersleri sırasında ve okul dışı sportif aktivitelerinde daha aktif oldukları; kızların ise daha çok sınıf ve dersle ilgili aktivitelere katıldıkları; yüksek sosyo-ekonomik statüdeki öğrencilerin daha çok beden eğitimi sınıflarını seçtikleri ortaya konmuştur. Fiziksel aktiviteyi etnik ve sosyo-ekonomik statü farklılıklarının da etkilediği sonucuna varılmıştır (4).
Vilhjallmsson ve Thorlindsson (6) Kuzey Almanya’lı 1131 genç üzerinde yaptıkları anket çalışmasında fiziksel aktiviteye etki eden çeşitli fiziksel, psikolojik, sosyal ve demografik faktörleri incelemişlerdir. Bu faktörlerden erkek cinsiyet, yakınların fiziksel aktiviteyle ilişkisi, sosyalleşebilme, spora ve sağlığın geliştirilmesine verilen önemin algılanması, okulda zorunlu jimnastik sınıflarındaki derslerden alınan doyumun fiziksel aktivite ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu; işe harcanan zaman ve televizyon izleme zamanının ise daha az ilişkili olduğu bulunmuştur. Bunun yanında, fiziksel aktiviteye katılımda arkadaşların etkisinin genç kız ve genç erkeklerin duygusal yakınlıklarına dayandığı saptanmıştır (6).
McVeigh ve ark. (3) Güney Afrikalı çocukların sosyo-ekonomik statüleri ile fiziksel aktivite, antropometrik ve vücut kompozisyonu değişkenleri arasındaki ilişkiyi; ayrıca çocukların fiziksel aktivite düzeyleri üzerinde anne karakterinin sahip olduğu etkiyi ve televizyon seyretme, aktivite seviyesi ve vücut kompozisyonu ilişkilerini incelemişlerdir. Sonuçta buradaki çalışmadakine koşut olarak, yüksek sosyo-ekonomik statüdeki çocukların yüksek eğitim düzeyinde annelerinin olduğunu, boşanmamış ailelerden geldiklerini, sportif katılımlarının yüksek düzeyde olduğunu, az televizyon izlediklerini, daha fazla zihinsel faaliyette bulunduklarını, düşük sosyo-ekonomik statüdeki çocuklara göre daha olumlu fiziksel uygunluğa sahip olduklarını bulmuşlardır (3).
Genel olarak sosyo-ekonomik ve sosyo-demografik yapı kişilerin ilgi, istek ve ilişkilerini de belirlemekle birlikte, kişilerin sportif tercihlerini de etkilemektedir. Ergenlik dönemindeki gençler çevrelerince kabul görmek, beğenilmek isterler. Bu nedenle çevresindekilerin, özellikle de arkadaşlarının düşünce ve beğenileri onlar için çok önemlidir. Vilhjalmsson ve ark. (6) sportif tercihler ve spora katılımda yakın çevrenin etkisi olduğunu vurgulamıştır. Buradaki çalışma sonuçları da literatürle paralellik göstermekte; cinsiyete yönelik farklılıklara da işaret etmektedir.
Bu çalışmanın da ortaya koyduklarının ışığında; ergenlerin sosyo-demografik profilleri ile de uyumlu olan sportif tercihleri belirlenmeli, spora katılımları sağlanarak şiddetten ve kötü alışkanlıklardan uzak kalabilmeleri için spora teşvik edilmeli, spor yapabilecekleri olanak ve fiziksel koşullar yaratılmalı, branşını elit düzeyde sürdürebilecekler her yönden desteklenmeli, okul ve spor kavramı üzerinde durulmalı, spor yapma bilinci halkın tabanına yayılmalıdır.
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.