Makale İçeriği
12. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Denizli’de poster bildiri olarak sunulmuştur.
Öztürk AĞIRBAŞ1, Eser AĞGÖN1, İzzet UÇAN2, Fatih KIYICI3
1Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü
2Bayburt Üniversitesi Rektörlüğü, Bayburt
3Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Erzurum
Anahtar Sözcükler: Güreş, sauna, serum lipidleri, egzersiz
Bu çalışma yüksek yoğunluklu akut güreş egzersizi ve saunanın serum lipidleri üzerine etkisini belirlemek amacı ile yapıldı. Atatürk Üniversitesi Sağlık Etik Kurulunun onayı alındıktan sonra, herhangi bir sağlık problemi bulunmayan ortalama 23.4 ± 4.1 yaş ve 172.9 ± 4.8 cm boyda 14 gönüllü erkek güreşçi üzerinde gerçekleştirildi. Güreşçilerin dinlenik durumda, güreş egzersizini takiben ve iki gün dinlendirilme sonrası sauna uygulamasını takiben ağırlıkları ölçülüp kan örnekleri alındı. Kan analizleri oto analizatör ile yapıldı. Elde edilen veriler normal dağılım göstermediği için, SPSS v15.0 paket programı aracılığında non-parametrik “two related samples” Wilcoxon testi uygulandı. Güreş egzersizi sonrasında vücut ağırlıkları ve LDL-kolesterol (LDL-K) değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı düşüş, total ve HDL-K değerlerinde anlamlı artış; sauna uygulaması sonrasında ise vücut ağırlıklarında istatistiksel olarak anlamlı düşüş, total ve LDL-K değerlerinde anlamlı artış saptandı. Her iki uygulama sonucunda trigliserid değerlerinde anlamlı bir fark olmadığı belirlendi. Akut güreş egzersizi ve sauna uygulamalarının LDL-K hariç serum lipidlerine benzer etkide oldukları sonucuna varıldı.
12. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Denizli’de poster bildiri olarak sunulmuştur.
Egzersiz, bireylerde fiziksel, fizyolojik ya da psikolojik olarak değişiklikler meydana getirmesi münasebetiyle sağlık alanında önemli bir yere sahiptir. Sağlıklı yaşamın bir parçası haline gelmiş olan egzersiz programları, sporcularda da performansı etkileyerek daha iyi bir sonuca ulaşmak adına spora hizmet etmektedir.
Kolesterol ya serbest ya da esterleşmiş bir şekilde bulunan bir steroldür. Serbest kolesterol hücre zarının bir bileşenidir, esterleşmiş kolesterol ise genellikle serumda bulunmakla birlikte aterom plaklarında bulunur (13). Kolesterol steroid yapılı hormonların özellikle cinsiyet hormonlarının sentezi için gerekli olması bakımından önem taşır. Memeli hayvanlar ve insanlar için gerekli olan Vitamin D3’ün sentezinde ön madde yine kolesteroldür. Doymamış özellikte olmasından dolayı kanda transport işlevlerinde görevlidir (20). Besinler içindeki lipidler trigliserid (TG) şeklinde bulunur. Karaciğere gelen TG’ler karaciğer hücresi tarafından sentez edilen protein ile hücre içinde birleştirilerek lipoprotein haline getirilir ve kana verilir. Yağ dokusuna taşınan lipoproteinler orada yine TG olarak depo edilir (23). Trigliseridler, kolesterol gibi suda çözünmez ve lipid protein kompleksleri biçiminde kolesterolle birlikte taşınır (17).
Lipoproteinler yağları ve kolesterolü taşıyan moleküller olup düşük dansiteli LDL’nin görevi, kolesterolü karaciğerden perifer dokulara taşımak ve bu bölgede yeniden kolesterol sentezini düzenlemektir. Dolaşımda kolesterolün yaklaşık %70’ini taşır. Plazmada LDL konsantrasyonunun yükselmesi sonucu çeşitli yerlerde depolanır. En zararlı olan, arteriyal plaklarda kolesterol depolanması olup, ateroskleroza neden olur (17). Yüksek dansiteli HDL ise hem karaciğer, hem de ince bağırsak tarafından sentezlenir ve kolesterolün dokulardan karaciğere taşınmasında görev alır (16,17).
Egzersizin lipid parametreleri üzerine etkilerini araştıran çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Akut egzersizin yanısıra, düzenli fiziksel aktivite kolesterol metabolizmasını olumlu yönde etkileyebilir. Egzersiz kolesterol taşıma sisteminde görevli çeşitli enzimlerin hareketinin ve üretiminin artmasına neden olur. Kanda kolesterolün taşınması, temizlenmesi ve sentezini etkileyen diyet, vücut yağı, kilo kaybı, hormon ve enzim aktivitesi gibi faktörler egzersiz ile etkileşim gösterir (6). Akut egzersizin süresi ve şiddetine bağlı olarak TG seviyelerinde düşüş olduğunu gösteren çalışmaların (5,9,24,25) yanısıra düzenli egzersizin (8) ve müsabaka döneminin (2,11) serum TG düzeylerini etkilemediği yönünde çalışmalar da bulunmaktadır.
Literatür incelendiğinde birçok çalışmada total- ve LDL-K’de akut (8,15) veya kronik egzersizle (3,7) birlikte anlamlı düşüşler gözlenmiş; ancak akut egzersiz sonrasında (25), veya submaksimal antrenman yüklerinde (1) farklılığın olmadığını gösteren, hatta egzersiz süre ve şiddetine bağlı olarak anlamlı olmayan düzeyde artışları ortaya koyan (10,12) çalışmalar da yer almıştır. Müsabaka döneminde total- (11) ve LDL-K (2) düzeylerinde anlamlı bir fark olmadığı bildirildiği gibi, total-K’de anlamlı düşüşler (2), LDL-K seviyelerinde anlamlı artışlar (11) da bu gözlemlere eşlik etmiştir. Bazı çalışmalarda egzersizle birlikte LDL-K düzeylerinde düşüş gözlenmezken (26), yoğun interval antrenmanı sonucu bu parametre için anlamlı düşüşler de bildirilmiştir (24).
Fiziksel aktivite genellikle HDL-K düzeylerini arttırır (5). Literatürde egzersizin süre ve şiddetine bağlı olarak HDL-K seviyelerinde farklı sonuçların ortaya konduğu çalışmalar yer almaktadır. Kronik submaksimal antrenmanlarla HDL-K düzeylerinin anlamlı olarak arttığı (1), bazen bu artışların anlamlı düzeye erişmediği (10,12), gerek antrenman (7,8), gerekse yarışma dönemlerinde (11) anlamlı farkların gözlenmediği, hatta antrenman (25) veya müsabaka (2) dönemlerinde HDL-K seviyelerinde anlamlı düşüşler olduğu bildirilmektedir.
Güreş ve benzeri vücut ağırlığı denetimli sporlarda sauna uygulamalarının etkileri önemlidir. Sauna uygulamaları sempato- adrenal sistemin uyarılması ile metabolik hızı ve vücut iç ısısını arttırarak hormonal değişimlere yol açar (21). Hormonlar ise organizmanın aktivite hızına bağlı olarak lipid metabolizmasını önemli oranda etkiler (19). Akut sauna uygulaması sonrasında deneklerin TG ve total lipid seviyelerinde herhangi bir değişime rastlanmamış; iki haftalık tekrarlanan sauna uygulamasında total- ve LDL-K düzeylerinde düşüş, HDL-K konsantrasyonunda ise artış olduğu (18); bazı çalışmalarda serum lipid konsantrasyonlarında istitistiksel olarak anlamlı olmayan (14) veya anlamlı düzeylere ulaşan (22) artışlar olduğu gözlenmiştir.
Bu çalışma, özellikle akut egzersizin serum lipid parametrelerine etkilerine ilişkin literatürde bildirilen farklı sonuçları açıklayabilmek; ayrıca kilo kontrolünün önemli olduğu güreş ve benzeri sporlarda sauna uygulamasının bu lipid parametrelerine olası olumlu etkilerini ortaya koymak amacıyla planlandı.
Atatürk Üniversitesi Sağlık Etik Kurulu onayı (No 2011.4.1/16) alındıktan sonra, herhangi bir sağlık problemi bulunmayan güreşçilere çalışma anlatılarak gönüllü olarak katılımları sağlandı. Güreşçilerin önce dinlenik durumda vücut ölçümleri ve kan örnekleri alındı. Güreş egzersizleri 3x2 dakikalık üç devre halinde ve maksimum performans istenerek uygulandı. Güreşçiler iki gün dinlendirildikten sonra 2 dk dinlenme aralıklı 20 dk’lık üç seans sauna 80-100° C arasında ve %10-15 nem ortamında uygulandı. Güreş ve sauna uygulamalarının ardından ölçümler tekrarlandı. Kan analizleri Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı laboratuvarlarında otoanalizatör (COBAS) aracılığında gerçekleştirildi.
Çalışmada elde edilen verilere SPSS for Windows v15.0 istatistik paket programında normallik analizi uygulandı ve tanımlayıcı istatistiksel analiz yapıldı. Veriler normal dağılım göstermediği için nonparametrik “two related samples” testlerden Wilcoxon uygulandı ve p<0.05 ile p<0.01 anlamlılık düzeylerine göre sonuçlar yorumlandı.
Güreşçilerin dinlenik ve egzersiz sonrası parametrelerinin verildiği Tablo 1’de görüleceği üzere, güreş egzersizi sonrası vücut ağırlıklarında ve LDL-K düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düşüşler, total- ve HDL-K düzeylerinde ise istatistiksel olarak anlamlı artışlar saptanırken, TG düzeylerinde ise anlamlı değişikliklerin olmadığı saptandı.
Tablo 2’de ise güreşçilerin sauna uygulaması sonrasında vücut ağırlıklarında istatistiksel açıdan anlamlı düşüş olduğu, total- ve LDL-K düzeylerinde anlamlı artış artışların meydana geldiği verilmekte; TG ve HDL-K düzeylerinde ise anlamlı bir değişikliğin bulunmadığı ortaya konmaktadır.
Tablo 3’de güreş egzersizi ve sauna uygulaması sonrası sorcuların vücut ağırlığı ve serum lipid değerleri karşılaştırılmakta; hiçbir parametre için anlamlı farklılıkların bulunmadığı gözlenmektedir.
Yüksek yoğunluklu akut güreş egzersizi ve sauna uygulamasının serum lipidleri üzerine etkisini belirlemek amacı ile yapılan bu çalışmada, akut güreş egzersizi sonrasında serum TG düzeylerinde anlamlı bir fark saptanmadı. Akut egzersizin süresi ve şiddetine bağlı olarak TG seviyelerinde düşüşlerin olduğunu gösteren çalışmaların (5,9,24,25) varlığına karşın; buradaki çalışmaya paralel olarak düzenli egzersizin (7,8) ve müsabaka döneminin (2,11) TG düzeylerinde anlamlı bir fark yaratmadığını ortaya koyan çalışmalar da bulunmaktadır.
Egzersizin lipid profilini düzeltmede kullandığı mekanizmalar tam belirlenmemiş olmasına karşın; TG’lerden zengin lipoproteinlerin yıkılımına yol açan lipolitik enzimlerin ve egzersiz tarafından tetiklenen aktivitelerin etken oldukları düşünülmektedir (4). Literatür incelendiğinde buradaki çalışmanın desteklendiği, akut ve yüksek şiddetli egzersizlerin TG seviyelerine etkisinin anlamlı olmadığı, bundan ziyade uzun süreli egzersizlerle TG seviyelerinde düşüşler meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Çalışmada akut güreş egzersizi sonrasında dinlenik duruma göre total kolesterol düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı artış; LDL-K değerlerinde ise anlamlı düşüş saptandı. Literatür incelendiğinde birçok çalışmada total- ve LDL-K’de birbirine paralel olarak akut (8,15) veya kronik egzersizle (3,7) birlikte anlamlı düşüşler bildirilmiştir. Ancak; akut egzersiz sonrasında (25), veya submaksimal antrenman yükleriyle (1) farklılığın olmadığını gösteren, hatta buradaki çalışmayı destekler şekilde egzersiz süre ve şiddetine bağlı olarak anlamlı olmayan düzeyde artışlar olduğunu ortaya koyan (10,12) çalışmalar da vardır. Yoğun interval antrenmanı sonucunda sadece LDL-K düzeylerinde anlamlı düşüşlerin bildirilmiş olması (24) da çalışmayı desteklemektedir.
Çalışmada güreş egzersizi sonrasında dinlenik duruma göre HDL-K düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı artışlar belirlendi. Fiziksel aktivitenin genelde serum HDL-K konsantrasyonunu arttırdığı bilinir (5). Submaksimal egzersizle (1) HDL-K’de anlamlı olan, bazı çalışmalarda ise anlamlı olmayan düzeydeki artışlar (10,12) buradaki çalışmayı desteklemektedir. Egzersizin süre ve şiddetine bağlı olarak HDL-K seviyelerinde farklı sonuçlar gerçekleşmektedir. Akut evrede yükselen plazma hacimleri de derişim artışlarına neden olabilir.
Serum lipidleri üzerine egzersizin dışında sauna uygulamalarının etkisinin de kısmen benzer nitelikte olduğu çalışmada ortaya kondu. Sauna uygulamaları sonrasında TG ve HDL-K düzeylerinde dinlenik duruma göre anlamlı bir fark ortaya konmazken, total- ve LDL-K seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlı artışlar belirlendi. Sauna uygulamaları sempato- adrenal sistemin uyarılması ile metabolik hızı ve vücut iç ısısını artırarak hormonal değişimlere yol açar (21). Hormonlar organizmanın aktivite hızına bağlı olarak lipid metabolizmasını önemli oranda etkiler (19). Bu konuda literatürde yeterli çalışma bulunmamakla birlikte, bazı araştırmaların bu çalışmayı desteklediği bilinmektedir.
Szygula ve ark. (22), yalnız bir sauna uygulaması sonrası serum lipid konsantrasyonlarında anlamlı artışlar gözlemişler; Leppäluoto ve ark. (14) da sauna uygulaması sonrası serum lipid derişimlerinde anlamlı düzeyde olmamakla birlikte artışlar olduğunu bildirmişlerdir. Pilch ve ark. (18) ise 30 dk sauna uygulaması sonrasında deneklerin TG ve total lipid seviyelerinde herhangi bir değişim gözlememişler; iki haftalık tekrarlanan sauna uygulamasında ise total- ve LDL-K düzeylerinde düşüş, HDL-K düzeylerinde artış gözlendiğini bildirmişlerdir.
Sauna uygulaması sonucu aşırı terleme ile sıvı ve dolayısıyla kilo kaybının yanında, vücut ısısındaki değişimlere bağlı olarak gerçekleşen bazı tepkimelerin ve organizmanın adaptasyonu sonucunda, saunanın serum lipidlerini etkilediği düşünülebilir. Akut evrede düşen plazma hacminin lipid derişimlerini arttıracağı şaşırtıcı olmamalıdır. İleride benzer çalışmalar antrenman ve sauna etkilerini ayırt edici şekilde planlanmalıdır.
Egzersizin lipid parametreleri üzerindeki etkileri, bireylerin fiziksel ve kondisyonel özelliklerine, egzersizin türü, süresi ve şiddetine, farklı bazal lipid değerlerine göre değişebilir. Egzersiz ve lipidler konusunu araştıran birçok çalışmada bu nedenlerden dolayı farklı sonuçlar ortaya konmaktadır. Buradaki çalışmada sporcu grubunun elit güreşçilerden oluşmasının ve yüksek yoğunluklu akut güreş egzersizi kullanılmasının söz konusu sonuçların elde edilmesinde etkili olduğu düşünülebilir.
Özellikle güreşçilerde sıklıkla uygulanan saunanın etkilerini araştırmanın, sporcuların performansları ve sağlıkla ilişkili durumları açısından önemli olduğu düşünülmekte ve bu nedenle yeni çalışmaların yapılması önerilmektedir.
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.